Su ürünleri yetiştiriciliğinde iyi bir yere gelmenin ve söz sahibi olmanın ardında sıkı çalışma ve bu çalışmaları destekleyecek araştırmaların yapılması yatıyor. Araştırma ile birlikte gelen geliştirme çalışmaları genel olarak Ar&Ge olarak tanımlansa da, tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi su ürünleri yetiştiriciliği sektöründe de itici güç ve en önemli bileşen insan gücü.
Bugün hangi sektör için çalışıyor olursanız olun, mekanizasyon çalıştığınız sektörün tümünü ele geçirmiş bile olsa, çalıştığınız işi yönetebilmek için insan beyninin gücüne ihtiyacınız var. Bu beyin gücü de doğada kendiliğinden biten papatyalar gibi bir döngünün neticesinde yeşeriveremiyor; iyi öğrenim görmüş beyinler geleceğin yeniliklerini bugünden şekillendirmeye başlıyor.
Balıkçılıkla ilgili okullar bugünlerde Türkiye’de pek popüler olan yerler arasında sayılmasa da, Norveç gibi geçim kaynaklarının önemli bir kısmını balıkçılıktan sağlamayı başaran ülkeler, vatandaşlarına geçim kaynaklarını gelecekte de korumak için gerekli olan eğitimleri genç yaşta vermeye başlıyor ve eğer insanların eğilimleri varsa balıkçılığın yarınını şekillendirmelerinin önünü açarak onları destekliyor.
Norveç’in sert okyanus koşullarına açık olan batı sahilindeki Frøya adası, ülkede, hatta dünyada somon yetiştirmek için en iyi koşullara sahip yerler arasında sayılıyor. Aynı zamanda, öncü bir okul olan Guri Kunna da burada yer alıyor. Bu okul bize biraz garip görünse de, çok uzun bir süredir 16 yaşından küçük çocuklara balıkçılık endüstrisinde çalışmayı öğretiyor.
Buraya gelen kızlar ve erkekler, ülkenin sembol sektörlerinden birisi olan somon yetiştiriciliğiyle ilgili olarak çiftlklerde, balıkların bakımını yapmaktan tekne kullanmayı öğrenmeye kadar bir balık yetiştiricilsinin bilmesi gereken her şeyi uygulamalı olarak öğreniyor.
Guri Kunna’da olan Elise J. isimli bir öğrenci, 10. sınıftayken biri bana bu alandaki profesyonellere yüksek talep olacağını, geleceğin bu sektör olduğunu söyledi. Ben de denizde spor yapmayı seviyorum, bu yüzden su ürünleri yetiştiriciliği okumaya karar verdim diyor.
Öğretmenler, programın ilk yılında her şeyi bizimle birlikte yapıyorlar, ancak ikinci yılda daha bağımsız çalışıyoruz. Böylece, önümüzdeki birkaç yıl içinde bir su ürünleri yetiştiriciliği şirketinde çıraklık yapmak için hazırlanabiliriz.
Bu okulun uyguladığı programın başarısı, dört Kuzey ülkesinde su ürünleri yetiştiriciliği sektöründeki beceri gelişimini artırmak için, okullar ile endüstri arasındaki işbirliğini geliştiren Avrupa fonlu bir proje olan BRIDGES’e ilham verdi.
Bu sektör, nitelikli işçilere ihtiyaç duyuyor, diyor BRIDGES proje koordinatörü Dag Willmann.
Birkaç yıl önce İzlanda ile çalışmaya başladığımızda, umutsuzlardı. Hiç bir eğitimleri yoktu, bu sektör düşük nüfuslu alanlarda yer alıyor, bu yüzden hızlı bir şekilde eğitime ihtiyaçları vardı! BRIDGES projesi, okulları nitelikli işgücü büyümesini teşvik edecek şekilde geliştirmeyi amaçlıyor, diye açıklıyor.
Okulun sınıfları ve laboratuvarları, su ürünleri yetiştiriciliği kümesinde, endüstriyel şirketlerin hemen yanında. Bu, öğretmenlerin programı gerçekten ihtiyaç duyulan becerileri öğretmek için uyumlu tutmasına yardımcı olan en önemli avantaj.
Tedârikçilerden balık yetiştirme şirketlerine kadar tüm sektöre çok yakın olmak, bizim için büyük bir avantaj, diyor Guri Kunna okulundan öğretmen Jon Ivar Theodorsen.
Sektöre yakın olmak, endüstri gelişmelerini gerçekleştiği anda takip edebileceğimiz benzersiz bir fırsat sunar. Bu sayede eğitimimizin her zaman sektörle ilgili olduğundan ve endüstride gereken becerileri öğrettiğimizden emin oluruz.
Su ürünleri yetiştiriciliği, sürdürülebilir deniz ürünleri sağlayarak kıyı ekonomilerini desteklediği için Avrupa Yeşil Mutabakatı için oldukça önemli. Nitelikli profesyonellerse bunun gerçekleşmesi için vazgeçilmez bileşen. Proje ekibi, bu işbirliğinin hem endüstri hem de eğitim için faydalı olduğuna inanıyor.
Beceri geliştirme ve yeniden beceri kazanma: Çalışanları yeni fırsatlara hazırlamak
Eğitim ve akademinin işbirliği yaptığı alanların bir diğeri deniz lojistiği. Avrupa’nın limanları aralarında balıkçılığında olduğu 2.5 milyon iş yaratıyor, ancak birçok çalışan hızla değişen sektöre ayak uydurmakta zorlanıyor. AB Mavi Biyoekonomi Raporu 2022‘ye göre, tüm lojistik mühendisleri ve yöneticileri günümüz pazarı için bilişim teknolojileri ve iletişim becerileri konusunda yeterli beceriye sahip değil.
Büyük Portekiz denizcilik şirketi Grupo Sousa’da yönetici olan Guilherme Gomes, bu bilgi eksikliklerini gidermek için AB destekli bir proje olan MarLEM tarafından geliştirilen yeni bir Yüksek Lisans kursu alıyor.
Eskiden müşteriler kendi kargolarının nerede olduğuyla ilgilenmezlerdi. Artık, eğer bir dakikadan kısa bir sürede takip sistemi kullanmadığımızı söylersek, mesela, kargo terminale girdi, kargo şimdi gemide, kargo varış noktasına ulaşacak – biz bu pazarda değiliz demektir. Tabii ki, bunu nasıl yapacağımızı bilmeliyiz, ama bu bir kitapta yazılı olan bir şey değil, diye belirtiyor Gomes.
MarLEM’de bir proje koordinatörü olan Manuel Carrasqueira, Üç veya dört yıl içinde beceri ve yeterlilikler açısından gerçek ihtiyaçları bile bilmiyoruz, bu harika, dedi. Yeni teknik becerilere ve sosyal becerilere çok yatırım yapmalıyız ki bu biraz eski moda ama çok önemli.
Proje, endüstri, liseler ve idareyi bir araya getirerek çalışan profesyonellerin becerilerini yükseltmeyi yada profesyonellere yeni beceriler kazandırmayı hedefliyor.
Lizbon NOVA Üniversitesi’nde profesör olan Helena Carvalho, Bu profesyoneller deniz lojistiği endüstrisinden olabilir veya örneğin bir depoda çalışan ve kariyerlerini değiştirmek veya daha iyi iş fırsatlarına sahip olmak isteyen profesyoneller olabilir. diyor.
Uzmanlar, Avrupa’nın mavi ekonomisinde yüksek vasıflı ve vasıflı profesyonellere yönelik artan bir talep öngörüyor. Ancak birçok sektör, büyümelerini engelleyen doğru adayları bulmakta zorlanıyor.
Fórum Oceano Mavi Teknoloji Müdürü Frederico Pinto Ferreira Bütün bu sektörler üç ana faktörle karşı karşıya: dijitalleşme, karbondan arındırma ve döngüsel ekonomi diyor. Dolayısıyla hepsinin yeni meslekleri ve sektörlerin yeni zorluklarını yönetmek için yetenekli insanlara ihtiyacı var. Dolayısıyla bizim istediğimiz, bu Ustanın ve bu teklifin bu sektörlerin hızlı değişimine uyum sağlaması.
İlerlemenin önündeki engelleri yıkmak: Bilimsel dalış
Mavi beceriler; arkeoloji, jeoloji ve su altı alanlarına artan ilgi duyan diğer bilimler gibi ilgisiz görünebilecek alanlarda bile yeni kariyer fırsatları yaratabilir. Ancak profesyonel dalış işi pahalı sertifikalar ve ekipman gerektirdiğinden, araştırmacılar belirli engellerle karşılaşmaktadır.
Bu sorunu ele almak için Yunanistan’daki Selanik Üniversitesi, bilimsel dalışı daha erişilebilir kılmayı ve daha fazla insanın bu alanda kariyer yapmasını sağlamayı amaçlayan bir projeyi koordine ediyor. İnşaat ve Harita Mühendisi olan Panagiotis Tokmakidis, Bilimsel dalışın pek çok uygulaması var ve önümüzdeki on yılda, yani okyanusların on yılında bir sorunumuz olacağına inanıyoruz – bilim dalgıçlarında bir eksikliğimiz var,” diye açıklıyor. Bu yüzden hızlı olmamız ve bir eğitim sistemi kurmamız, bu uygulamalar için yeni bilim adamları yetiştirmemiz ve onları sınır ötesi de çalışabilecek şekilde sertifikalandırmamız gerekiyor.
Bilimsel dalış için ortak bir Avrupa standardının olmaması, birçok bilim insanının benzer becerilere sahip olmasına rağmen yaşadıkları ülkenin dışında çalışmasını zorlaştırıyor.
Bu sorunu çözmek için ScienceDIVER projesi, bilimsel dalış alanında evrensel bir eğitim standardı geliştiriyor. Bu, bilim adamlarının nereli olurlarsa olsunlar uluslararası alanda çalışmalarını ve işbirliği yapmalarını kolaylaştıracak.
Bilindiği üzere, dalış ve su ürünleri yetiştiriciliği de birbirinden ayrılmaz iki sektör.
ScienceDIVER proje koordinatörü Kimon Papadimitriou, İnsanlar ihtiyaçlarına göre doğaçlama yaptı, bu nedenle bu, tüm dünyada parçalanmış bir manzara yarattı diyor. Ve bugün Avrupa Birliği’nde sürdürülebilir kalkınma için okyanus bilimi ve mavi ekonomi hakkında konuşan küresel bir ekonomimiz var – şimdi bu sorun önümüze geldi ve proaktif olarak gelecek nesli bu konuya hazırlamaya çalışıyoruz.
Üç AB ülkesindeki pilot eğitim kursları, yalnızca bilimsel dalışla ilgilenen insanlar için yeni ve heyecan verici kariyer yolları açmakla kalmıyor, aynı zamanda okyanusu incelemek ve korumak için daha parlak beyinleri çekiyor.
Kimon Papadimitriou, Bu aynı zamanda, bugün okyanus okuryazarlığı olarak adlandırdığımız, okyanusumuzu ve gezegenimizi korumamızı sağlayacak kararlara ve iyi uygulamalara katılım dediğimiz başka bir konuyu da açıyor. diyor.
Doğru becerilere sahip olanlar için, Avrupa’nın mavi ekonomisi, keşfedilmesi gereken geniş bir kariyer fırsatları denizi olabilir.
Kaynak: euronews.com