Deniz yosunu, gıda, tıp ve kozmetik gibi çeşitli “tüketim dışı” alanlarda geniş bir potansiyele sahip ve geniş uygulama alanına sahip olan biyoaktif bileşikler yönünden oldukça zengin bir kaynak. Fakat, geleneksel yöntemlerle sürdürülen deniz yosunu yetiştiriciliği yöntemlerinin de verimlilik ve sürdürülebilir kalite açısından, bazı sınırlayıcı faktörler taşıyor. Deniz yosunu alanındaki yeni bir yetiştirme yöntemi, yosunların büyümesi için optimal koşulları sağlayarak ve dolayısıyla da yosunun içindeki değerli bileşiklerin üretimini en üst düzeye çıkararak bu sınırlayıcı faktörleri azaltmayı amaçlamakta.
Bu yaklaşım sayesinde, deniz yosunu yetiştiriciliğinin ekonomik değeri artmakla kalmayıp, aynı zamanda doğadan yapılan hasadı da azaltarak deniz yosununun bugünü ve geleceği konusunda önemli faydaların sağlanması hedefleniyor.
Son birkaç yıldır beslenme ve tedavi başta olmak üzere, yaşamımızı devam ettirmek için gerekli gıda ve ilaç gibi malzemeleri sürdürülebilir şekilde elde etmenin farklı yollarını arıyor ve bunlar için yeni çalışmalar yapıyoruız. Bu alanda yaptığımız çalışmaların hedefinde, doğanın çok büyük bir parçasını temsil eden okyanuslar da var.
“Zamanımızın büyük çevresel zorlukları için sürdürülebilir çözümler bulma çabalarının bir parçası olarak, deniz yosunları; iklim krizi, kirlilik ve gelecekteki gıda güvenliği gibi dünya çapındaki sorunlarla başa çıkmak için gerçek bir potansiyel sunar,” diyor Tel Aviv Üniversitesi’nden Deniz Biyoteknoloğu ve Ekolog Doron Yehoshua Ashkenazi.
Ashkenazi, değerli bileşiklerin konsantrasyonunu arttıran yeni bir yetiştirme yöntemini keşfetmek için meslektaşlarıyla birlikte yürüttüğü son çalışmanın baş yazarlarından biri. Çalışma, İsrail Oşinografik ve Limnolojik Araştırma ile Tel Aviv Üniversitesi arasında ortaklaşa yürütülmüştür.
Deniz yosunlarındaki faydalı biyolojik moleküllerin araştırılması yeni değil. Fakat ihtiyaç duyulan bu bileşikler doğal ortamdaki yosunlarda küçük miktarlarda olduğundan, bazı aktif biyomoleküllerin yeterli ve tutarlı miktarda elde edilmesi için büyük miktarlarda deniz yosunu kütlesine ihtiyaç var.
Başta insan tüketimi yada yem olarak düşünülen deniz yosunlarındaki değerli bileşikleri arttıran sürdürülebilir yetiştirme yöntemleri konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmadığımızdan, tıpta, kozmetikte hatta tekstilde kullanılacak, içerik yönünden zengin deniz yosunu arzı sınırlıdır. Ashkenazi ve meslektaşlarının son araştırmalarında yanıtını aradıkları soru da bu.
Deniz yosunları: Denizlerin ağaçları
Denizlerin ağaçları olarak kabul edilen deniz yosunu, karasal bitkiler gibi fotosentez yaparlar; yani, deniz suyundan karbondioksit emerek oksijen ve enerji üretirler. Her yıl, deniz yosunlarının yaklaşık olarak dünya genelindeki arabaların %10’u kadar olan 175 milyon ton karbon emdikleri tahmin edilmektedir. Bu karbon emilimi, iklim değişikliğiyle mücadelede hayati öneme sahip. Deniz yosunları ayrıca çözünmüş besinleri ve kirleticileri absorbe edebilen ekstraktif türler. Yani doğal su ortamını temizleyerek kıyı ekosistemlerindeki genel ekolojik dengenin korunmasına katkıda bulunurlar. Dahası, var olan balık çiftliklerine bir katman olarak eklenerek atık suyun temizlenmesine yardımcı olabilirler ve bu şekilde, deniz yosunlarının bir ürün olarak da yetiştirilebilir. Bu nedenle deniz ekolojisi ve balıkçılık alanında vizyon sahibi ülkelerde, deniz yosunu yetiştiriciliği girişimler her zamankinden daha çok teşvik ediliyor ve destekleniyor.
İnsan popülasyonlarındaki artış, beslenme ihtiyacı ve dolayısıyla da gıda güvenliği konusundaki endişenin de artmasına neden oluyor. Ekosistem üzerinde yarattığı etkileri ve karanın paydaşlar arasında ortak kullanımının getirdiği sorumlulukları da düşündüğümüzde , karasal arazi kullanımı yerine denizde sürdürülebilir bir şekilde gıda üretmek değeri günden güne yükselen bir alternatif haline geliyor. Su ürünleri yetiştiriciliği içinde deniz yosunu, en hızlı büyüyen alanlardan birisi ve beslenmek için vitamin, protein; ilaç ve kozmetikler için biyoaktif moleküller açısından zengin olan deniz yosunları hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde yetiştirilebilirler.
Doğu Akdeniz’in bazı bölgelerinde, deniz yosunları stresli koşullarda hayatta kalmak ve gelişmek için adapte olmuşlardır ve antioksidan, antibakteriyel ve antiviral özellikleri olan birçok bileşik üretirler. Ayrıca, kendi koruyucu mekanizmalarının bir parçası olarak, deniz yosunları doğal güneş kremleri de üretirler, bu da anti-inflamatuar ve anti-aging özellikleri taşır.
Sürdürülebilirlik odağında deniz yosununu zenginleştirmek
Araştırmacılar, antioksidan ve ultraviyole radyasyona karşı koruyan bileşikler gibi istenen moleküllerin üretimini artırmak için deniz yosunlarının yetiştiği çevrede bazı kontorllü değişimler yaptı. Bu değişimler, suyun tuzluluğu, besin ve radyasyon yoğunluğundaki değişmeleri kapsıyordu. Araştırmada, balıkların deniz yosunlarıyla entegre edildiği özel bir teknik de kullanıldı. Deniz yosunu, balık atıkları veya atık ürünleri tarafından üretilen fazla besin maddelerini ve organik maddeleri besin olarak kullanarak bileşiklerin konsantrasyonunu artırabilir.
Deniz yosunlarının her bir bileşiğinin ve özelliğinin nasıl manipüle edilebileceğini ve geliştirilebileceğini, deniz yosunu endüstrisi tarafından pratik bir şekilde uygulanabileceği şekilde tanımlayabildik. Değerli antioksidan ve fotoprotektif biyomalzemelere [güneş kremleri] odaklandık, ancak muhtemelen farklı deniz yosunu türlerinin diğer benzersiz özellikleri de artırılabilir.
Araştırmanın baş yazarı Ashkenazi “Yetiştirme yaklaşımımızı kullanarak, antibiyotik, antiviral, anti-enflamatuar, anti-diyabetik ve anti-kanser maddeler gibi ek deniz yosunu türevli biyoaktif bileşiklerin konsantrasyonu potansiyel olarak manipüle edilebilir ve artırılabilir.” diyor.
Bu tür bileşiklerin potansiyel kullanımı araştırılmış olsa da, bunları ticari piyasalara getirmek için daha fazla araştırma gerekli.
Sürdürülebilir deniz yosunu yetiştiriciliği ve gelecek
Araştırmacılar, bu yöntemi yosunların bileşik üretimini yapay olarak uyarabilmek için kullanan ilk kişilerdir. Bu yaklaşım, sadece çok ihtiyaç duyulan gıda ve değerli malzemelerin üretimini artırmaya yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda tarıma uygun arazi, gübreler ve pestisitler veya büyük miktarda tatlı su kullanımını azaltarak çevre dostu, kirletici olmayan bir şekilde yapılacaktır.
Ancak, özellikle açık denizde büyük ölçekte yosun akvaryumu geliştirmenin kendine has zorlukları var. Bunlar çetin deniz koşullarına dayanacak yeni mühendislik tasarımlarına olan ihtiyacın yanı sıra ürünlerin ve operatörlerin daha uzun mesafeli lojistiği ile ilgili ek maliyetler ve enerji kullanımı olarak genelleniyor.
Ashkenazi ve meslektaşları yosunlardaki değerli bileşikleri artırmak için yeni bir yaklaşımı başarıyla gösterdiler. Sonraki adım yaklaşımı ölçeklendirerek büyütmek, uygulamak ve bu alanda iş yapmaya ilgi duyan girişimleri teşvik etmek olacak.
Bu yöntem, bize değerli antioksidanlar, güneş koruyucu bileşikler, besleyici gıdalar ve biyoürün kaynağı sağlama potansiyeli olan okyanusun potansiyelini daha da açmanın anahtarı olabilirken aynı zamanda önemli çevresel faydalar sunmaktadır.
Makaleyi okumakl için lütfen buraya tıklayın.
Kaynak: advancedsciencenews.com