30-31 OCAK 2014 TARİHİNDE YAPILAN SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ SEKTÖR TOPLANTISINDA ÖNERİLEN VE ALINAN KARARLAR
Su Ürünleri Yetiştiriciliği Sektör Toplantısı30-31 Ocak 2014 tarihlerinde sektörün tüm temsilcileri, üretici, ilgili tüm kamu temsilcileri ve girdi sağlayan sektör temsilcileri bir araya getirmeyi sağlamıştır. Antalya’da düzenlenen sektör toplantısına yaklaşık 270 sektör paydaşı katılmıştır. Toplantıda çalışmalar Pazarlama, Yem ve Destekleme başlıklı olmak üzere 3 altında yürütülmüş, Gurup başkanları bu çalışmalar sonucu konuları ile ilgili sunumlarını yapmışlardır. Bu sunumlarda dile getirilen hususlar şunlardır;
PAZARLAMA FAALİYETLERİ :
Su ürünleri yetiştiriciliğinde pazarlama alanında özellikle tüketimin artırılması öne çıkmakta bunun için alınması gereken tedbirler aşağıda belirtilmektedir.
1) İşleme tesislerinde farklı ürün gruplarının geliştirilerek market zincirlerine takdiminin teşvik edilmesi,
2) Pazar yerlerinde balığın hijyenik ve güvenli şartlarda satış ve muhafazasını sağlamak amacıyla, yaptırılacak portatif balık satış tezgahlarının Tarımsal Alet ve Ekipman Hibe Desteği kapsamına alınması,
3) Türkiye Kültür Balıkçıları web portalı hazırlanarak bu portalda İngilizce, Almanca, Rusça ifadelerinde bulunması,
4) Ekonomi Bakanlığı nezdinde girişimde bulunularak, konserve ürünlere uygulanan ihracat desteğinin diğer işlenmiş kültür balıkları için de uygulanması ve yeni pazarlara açılması
5) Avrupa pazarına bağımlılığa son vermek için uzak yerlere yapılan ihracatta navlun desteği sağlanması,
6) Tabldotlarda balık tüketimini arttırmak amacıyla;
Askeri birlikler için Milli Savunma Bakanlığı,
Okullar, özellikle de yatılı okullar için Milli Eğitim Bakanlığı ve Kredi Yurtlar Kurumu,
Cezaevleri için Adalet Bakanlığı,
Hastaneler için Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıklar nezdinde girişimde bulunularak tabldot menüsüne en az ayda bir balık konulmasını sağlamak için girişimlerde bulunması,
7) Dünyanın farklı yerlerindeki fiyat belirleme sistemleri, balık borsası vb. uygulamaların araştırılması,
8) Merkez Birliğinin güçlendirilmesi amacıyla desteklemelerden Merkez birliği için doğrudan % 2 kesinti yapılması,
9) Merkez Birlik bünyesinde bir Halkla İlişkiler Sorumlusu’nun istihdam edilmesi,
Kültür balığının doğadaki balıklardan farklı olmadığı gerçeğinin anlatılması,
Kültür balıkçılığının doğal balık stoklarının korunmasındaki rolünün anlatılması ( Örneğin:Doğada 1 kg balık almak için 15 kg balık gerekirken, kültür balıkçılığında 3 kg ıskarta balık gerekiyor.)
Görsel medyada ünlülerin balık ve balık tüketimi konusunda olumlu açıklamalar yapmasının sağlanması,
TRT tarafından hazırlanan Kültür Balıkçılığı Belgeseli’nin daha geniş kitlelere duyurulması amacıyla TRT’den istenerek merkez birlik web sitesine konulması,
Balık tanıtımı ve tüketimin artırılması amacıyla hazırlanacak web portalına Doç.Dr.Yılmaz Emre tarafından hazırlanan “Balık Yemekleri” kitabının konulması,
Yemek programlarına sponsor olunarak, balık tanıtım çalışmalarının geliştirilmesi,
Her hafta farklı bir ilde ‘’ O il balık tüketiyor’’ şeklinde (Örneğin ‘’Antalya Balık Tüketiyor’’) kampanyası düzenlenmesi ve organizasyonlar yapılması.
YEM
Yem Çalışma Grubunda öncelikle yaşanan sorunlar dile getirilmiş ve çözüm önerileri ortaya konulmuştur.Grup tarafından hazırlanan raporda Yetiştiriciler tarafından belirtilen sorunlar şunlardır;
1) Özellikle son iki yıldır balık yemi kompozisyonunda yaşanan sıkıntılaradan dolayı balıkların büyüme süreleri uzamakta, daha fazla yemleme yapılması gerekmektedir.
2) Yemler balık etinin lezzetinde, tadında, kokusunda olumsuzluklara neden olmaktadır, bu durum balık tüketimini azaltmaktadır.
3) Yemin kalitesinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle FCR oranları geçmiş yıllara göre artış göstermektedir.
4) Alabalıkta 0,9 olan FCR oranı 1,3 e yükselmiştir.
5) Çipura ve levrekte 2,1 olan FCR oranı 2,6 ya çıkmıştır.
6) Her ne kadar FCR oranlarının yükselmesinde balık çiftliklerinin yönetimden kaynaklandığı ileri sürülse de ana neden yem kalitesinden kaynaklandığı hipotezi ağırlık kazanmaktadır.
7) Balık yeminde bulunması gereken balık unu ve yağı oranları giderek azalmaktadır.
8) Bu durum yem kalitesini olumsuz etkilemektedir.
9) Balık üretim maliyetleri yem fiyatlarının artmasına bağlı olarak yükselmektedir.
10) Balık yem fiyatları son üç yılda % 30-40 oranında artmıştır.
11) Oysa balık satış fiyatları artmadığı gibi yıl içerisinde maliyetinin altında satışlar yapılmıştır.
12) Bu durum üreticilerin mağduriyetine sebep olmaktadır.
13) Yem içeriğinde yer alan hayvansal orijinli ham maddelerin orijini ve oranı belirlenememektedir.
14) Hammadde orijini belirleme konusunda laboratuvar imkanları yok denecek kadar sınırlıdır.
15) Bu husus yem satıcılarına karşı üretici de bir güvensizlik oluşturmaktadır.
16) Yem kalitesindeki düşme çevre ve su kalitesini olumsuz etkilemektedir.
17) Bunun en önemli nedeni yemlerde balık yağı yerine bitkisel yağların daha fazla kullanılmasıdır.
18) Balığın geç büyümesinin nedenlerinde yem kalitesinin rolü büyük olmakla birlikte, yavru ve su kalitesi, stok yoğunluğu ve parazitler de etken olmaktadır.
19) Farklı bir bakış açısı olarak stok yoğunluğu ve su şartları stabil kalmakla beraber FCR oranı gittikçe artmaktadır.
20) Aynı yem fabrikasından üretilen parti yemlerde kalite sorunu yaşanmakta, FCR oranları değişkenlik göstermektedir.
21) Yem fabrikaları yemleri beyan esasına göre üretmekte, ancak etiket bilgileri üreticiyi tatmin etmemektedir,
22) Üreticiler tarafından yem fabrikalarının yeterince denetlenmediği düşünülmektedir.
23) Yemlerin tedarikinde yem fabrikaları banka teminatı veya gayri menkul ipoteği isteyerek kendi satışlarını garanti altına almak istemektedirler.
24) Ancak üreticilerin balık satışlarında böyle bir garanti mekanizması bulunmamaktadır.
25) Bunun sonucu olarak üreticiler finansman sorunu yaşamakta, yem fabrikalarına bağımlı kalmaktadır.
Yem üreticileri ise;
Yem fiyatlarındaki artışı başta balık unu ve balık yağı olmak üzere ham madde fiyatlarındaki artışa bağlamaktadır.
Dünya piyasasında da balık unu ve balık yağı temininde fiyat ve miktar olarak kısıtlamalar bulunmaktadır.
Balık üreticileri ucuz yem talep ettiklerinden doğal olarak ta yem kalitesi de düşmektedir.
Yem üreticileri,yem maliyetleri en ekonomik rasyon kullanıldığında bile 1,2 dolar /kg altına düşemeyeceğini ifade etmektedirler.
Üreticilerde yem kalitesinin balık unu ve yağı ve oranlarına bağlı olduğu konusunda bir yaklaşım bulunmaktadır.
Oysa yem kalitesini belirleyen amino asitlerdir. Önemli olan sindirilebilirlilik özelliğidir.
Üreticiler yem kalitesinde bu özellikleri aramalıdırlar.
Balık satış fiyatları arttığı takdirde yem fiyatlarının çok da etkili olmadığı görülecektir.
Üreticilerin finansman ihtiyaçlarının giderilmesi halinde esas sıkıntıları büyük ölçüde azalması beklenmektedir.
Dünyada gittikçe azalan hayvansal protein kaynaklarının yerine enzimlerle güçlendirilmiş bitkisel protein kaynakları kullanılmalıdır.
Alternatif yem hammaddeleri, yeni rasyonların oluşturulması konusunda yapılan AR-GE çalışmaları büyük maliyetler getirmekte ve bu durum yem fiyatlarına yansıtılmaktadır.
Balık üreticileri istedikleri takdirde kendi yem üretim tesislerini kurabilmenin yanı sıra fason olarak ta yem üretim imkanına sahip bulunmaktadırlar.
Yem deneme çalışmaları için balık üreticileri yem üreticilerine gerekli desteği sağlanmamaktadır.
Üreticilerin yemleme stratejileri ve yemleme programları yeteri kadar bulunmamakta, personele yemle eğitimleri istenilen düzeyde olmamaktadır.
Şeklinde düşüncelerini ifade etmişlerdir.
Sonuç olarak:
1) Ülkemizde özellikle alabalık başta olamak üzere üretim planlamasının yapılması
2) Balık üretiminin bütün yıla yayılması, üretimin % 80 gibi büyük bir bölümünün 3-4 aya sıkıştırılarak arz fazlalığı yaratılmaması,.
3) Yem fabrikalarının günümüzdeki ham madde kaynaklarından yeterince yararlanması, gelecek için alternatif yem ve yem hammaddeleri konusunda AR-GE çalışmalarını artırması.
4) Balık çiftliklerindeki FCR sorunları büyük ölçüde yem kaynaklı olmakla birlikte, üreticilerin de çiftliklerinin sevk ve idarelerini gözden geçirmesi,
5) Çiftliklerin yemleme stratejilerini ve yemleme programlarını oluşturması, ilgili personeli eğitmesi,
6) Yem fabrikaları yem kalitesindeki sürdürülebilirliği sağlamalıdır.
7) Yem üreticilerinin, ham madde fiyatlarındaki artışları dikkate aldığıgibi,düşüşleri de dikkate alması, yem fiyatlarına aynı oranda yansıtması,
8) Üreticilerin finans sorunlarını çözümleyeceği tedbirler alınması, gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması, yem konusunda rahat hareket imkanlarının sağlanması,
9) Balık üreticileri ile yem üreticileri arasında yaşanan güven eksikliğinin giderilmesi
Önerilerinde bulunulmuştur.
DESTEKLEME
Su ürünleri sektörü 2003 yılından itibaren destekleme kapsamına alınmış, bugüne kadar aldığı ürün destekleriyle büyümüştür. Ancak ürün desteklemeleri bundan sonra sektörün ayakta kalması ve yaşanılan sorunların çözümünde değişik bir modele ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Üreticiler doğrudan ürün desteğinin devam etmesini istemelerine rağmen, ancak mevcut uygulamanın bundan sektöre zarar verdiğini, denetimlerin arttırılarak suistimallere izin verilmemesini istemektedirler. Yeterli denetim yapılamadığı koşullarda desteklemenin kaldırılmasının daha iyi olacağını düşünmektedirler. Konu ile ilgili;
1) Destekleme birim ödeme kapasitesinin arttırılması,
2) Yeni türlerin üretime sokulmasıyla yeni tür maliyetlerin birim fiyatları gözetilerek yeniden düzenlenmesi,
3) Desteklemelerin biçimi değiştirilerek uygulanması,
4) Bu güne kadar üretimin arttırılması ve işletmelerin büyütülmesi amacıyla verilen desteklerin bundan sonra üretimi daha verimli hala getirecek şekilde yeniden düzenlenmesi,
5) İyi tarım uygulamalarına ve izlenebilirlik sağlanmasına yönelik şartların oluşturulması,
6) Teknik personel istihdamı ve mevcut teknik personel çalışma ve ücret şartlarının iyileştirilmesine yönelik olarak bu giderlerin ilgili destekleme bütçesinden karşılanması,
7) Yem fabrikalarından üreticilere ve bakanlık izinli yem bayilerine satılan yem faturalarının SKS üzerinden görüntülenmesi önerilmesi,
8) Denetimlerin yetersiz kaldığı yerde yapılan desteklemenin usulsüzlüklere yol açtığı ve balık fiyatlarını olumsuz etkileyerek sektörün zarara uğramasına neden olması, denetimlerin sağlıklı olabilmesi için izlenebilirlik çalışmalarına ağırlık verilmesi,
9) İl Müdürlükleri bünyesinde sektörün sorunlarının çözümüne katkıda sağlayacağı bilindiğinden su ürünleri şube müdürlüklerinin kurulması, ,
10) İçsularda tesislerin hizmet tekneleri için ötv siz mazot desteğinin sağlanması, deniz işletmelerindeki barçlarda bulunan jeneratörler için ÖTV siz mazot desteğinin sağlanması,
Şeklinde önerilerinde bulunulmuştur.
İhracat desteği ile ilgili olarak;
1) Füme ve işlenmiş balık ihracatında navlun desteğinin verilmesi,
2) Yeni ve uzak pazarlar için su ürünleri ihracaatcılarına desteklerin sağlanması talep edilmiştir.
IPARD ve Kırsal kalkınma destekleri konusunda;
1) IPARD ve KKYDP projelerindeki kapasitenin yeniden revize edilmesi,IPARD’da 200 ton olan kapasitenin 1000 ton/yıl’a çıkartılması,
2) İşleme tesisi kapasitesinin de 4000 ton/yıl’a çıkartılması ve hibe ödemelerinin iki katına artırılması,
3) İller ile ilgili IPARD’daki kısıtlamalarının kaldırılması ve tüm illeri kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi,
4) KKYDP projelerinde Su Ürünleri kuluçkahanelerine yönelik alet ekipman alımının çeşitlendirilmesihuşuları öne çıkarılmıştır.
TARSİM konusunda
1) TARSİM ile ilgili olarak 2013 yılında toplamda 32 poliçe kesilmiş olup, su ürünleri sektörününün tamamını kapsayacak şekilde istisnalar ve muafiyetler konusu yeniden düzenlenmesi,
2) Ziraat Bankası kredilerinde talep edilenTarsim konusunun zorunlu olmaktan çıkarılması ifade edilmiştir.
Etiketleme ve Barkod uygulaması içinözellikle alabalık çiftliklerinde üretilen balıkların pazara ulaştırılmasında izlenebilirliğin önemli bir parçası olarak etiketleme ve barkodlama konusunda çalışmalar yapılması önerilmiştir.
Üretici Birliklerinin Güçlendirilmesi konusunda;
1) Birliklerin kurulmasında 16 üye sayısının düşürülmesi yada her tesisin üye olarak kabul edilmesi,
2) İşletmelerin birliğe üye olması zorunluluğunun getirilmesi.
3) Birliklerin ürün destekleme icmalleri hazırlaması ve dağıtılmasında yetkili olması,
4) Birliklere tesisleri denetleme yetkisi verilmesi,
5) Tesisler ile ilgili izin ve vize işlemlerinde birliklere yetki verilmesi,
6) Özellikle alabalıkta ürün paketleme tesislerinin birlikler tarafından gerçekleştirilmesi.
7) Ziraat Odalarına çiftçi belgesi için ödeme yapılma zorunluluğunun kaldırılması.
8) Birlik çatısı altında örgütlemenin zorunluluk haline getirilmesi ve gelirlerinin artırılarak yasal düzenlemelerin yapılması,
9) Ürün desteğinden alınan payın % 2 oranına çıkarılması talepler dile getirilmiştir.
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
2013 yılının Kasım ayında Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce düzenlenen “Balıkçılık Çalıştayında” su ürünleri yetiştiriciliği sektörünü ilgilendiren konularda belirtilen hususlar şunlar olmuştur.
Sürdürülebilir su ürünleri ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir. Buna yönelik olarak Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetki kapsamı genişletilmelidir.
· Aynı konuda sorumluluk üstlenen farklı Bakanlıklar ve kurumlar arasında eşgüdümsüzlük giderilmelidir.
· Bakanlık taşra teşkilatında kıyı illeri ile sektörün yoğun faaliyet gösterdiği illerde Su Ürünleri Şube Müdürlükleri kurulmalıve Balıkçılık Teknolojisi/Su Ürünleri Mühendisi kadroları güçlendirilmelidir.
· Su Ürünleri Üretici Birlikleri ve Balıkçı Kooperatifleri Üst Birliklerinin alt yapıları güçlendirilmeli, piyasa fiyat oluşumunda, arz/talep dengesinde, kota belirlemede, yerinde denetleme ve otokontrol konularında görev ve yetki almalarının sağlanması amacıyla 5200 sayılı yasada gerekli düzenleme yapılmalıdır.
· Alan bazlı yönetim anlayışı ve sürdürülebilir avcılık için, her denizde farklı bölgesel balıkçılık modelleri geliştirilmelidir.
· Su ürünleri sektöründe aracı ve kabzımal yoluyla dağıtım yapıldığı için pazar ve fiyat oluşumunda sorunlar ortaya çıkmaktadır. Piyasa düzenlemede sorumluluk alacak bir kuruma ihtiyaç duyulmaktadır. Et ve Süt Kurumu bu konuda devreye girmelidir.
· Su ürünleri yetiştiriciliğinde avcılıkta olduğu gibi sektör paydaşlarının yer aldığı Danışma Kurulları kurulmalıdır.
· Baraj ve göllerimizde ilgili kurumlar tarafından yetiştiricilik ve avcılık yönünden göl yönetim planları hazırlanmalıdır. Kıyı bölgelerde ve baraj göllerinde ağ kafes yetiştiriciliği için uygun üretim alanları belirlenmeli ve imar nazım planlarına tescili yapılarak işlenmelidir.
· Yetiştiricilikte, hasat edilen ürün miktarı yerine maliyetleri azaltacak şekilde yem desteği verilmelidir.
· Yumurta ve yavru üretimi amacıyla uzmanlaşmış damızlık işletmelerinin kurulması ve mevcut işletmelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
· Azalan su kaynakları göz önüne alındığında kapalıdevre üretim sistemlerinin şimdiden planlamaya alınarak model işletmeler kurulmalıdır.
· Yeni türlerin yavru üretimindeki sorunların aşılması için özel sektör ile üniversite işbirliği sağlanarak AR-GE projeleri yürütülmelidir.
· Yetiştiricilikte maliyetler yükselmesine rağmen zararına satışlar tüm sektörü etkilemektedir. Üretici Birlikleri Üst Birliğine taban fiyat belirleme ve denetleme yetkisi verilmelidir. (Bakınız Anayasa 45. Madde: Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.)
· Yetiştiricilik ürün desteklemelerinde kayıt dışı gösterilen üretimin önlenmesi amacıyla, yem çuvallarının üzerine kare kod uygulaması başlatılmalı ve takibi sağlanmalıdır.
· Son yıllarda başta yem olmak üzere girdi maliyetleri yükselmiştir. Bu durum yetiştiricilik sektörünü olumsuz etkilemektedir. Kısa dönem için yem ve yem hammaddelerindeki gümrük vergileri ve fonları kaldırılmalıdır.
· Yem hammaddeleri ve yemdeki KDV oranı %8’den %1’e düşürülmelidir. Başta yem olmak üzere girdi maliyetlerinin yüksek olması sektörü tehdit eden önemli bir sorun teşkil etmektedir. Kısa vadede; yem ve yem hammaddelerindeki gümrük vergileri ve fonlar kaldırılmalıdır (kısa vade). Kaliteli yem üretimi için yemlerde standardizasyon sağlanmalıdır.
· Balık unu fiyatlarındaki artış, birçok markada yem kalitesini düşürmüştür. Yem fabrikalarına denetimin artırılması, yem etiketlerinde, yemin içeriğinin (ticari sır kapsamında olmayan balık unu miktarı) ve hayvansal kaynaklı protein oranının yer alması sağlanmalı ve denetlenmelidir.
· Fiyat dalgalanmalarını önlemek için mutlaka iç tüketimin artırılmasına yönelik düzenleme yapılmalıdır.
· Denizlerde olduğu gibi iç sularda da avcılık ve yetiştiricilikte kullanılan teknelerde ÖTV’siz yakıt kullanımı sağlanmalıdır.
· Kuluçkahane ve diğer yetiştiricilik tesislerinin kullandığı elektrik indirim kapsamına alınmalıdır.
· Sektörün yeni pazar olanaklarının geliştirilmesi için işlenmiş üründe olduğu gibi soğutulmuş taze ürün ihracatına destek verilmelidir.
· Yetiştiricilik ve avcılıktan sağlanan yoğun istihsal bölgelerinde THY kargo terminalleriaktif hale getirilmelidir.
· Kültür balığı konusunda toplumda oluşan yanlış imajı engellemek ve balık tüketimini özendirmek için kamu spotları ve tanıtım faaliyetleri yapılmalıdır.
· AB kırsal kalkınma programları ve fonları (IPARD)su ürünleri yatırım desteklerine yeni bir anlayış getirmelidir. 2014 için başlatılacak ikinci dönem desteklerinde ağ kafes yatırımları ve büyük kapasiteli yetiştiricilik tesisleri de destek kapsamına alınmalıdır.
· Tatlı sularda alternatif türler olarak mersin balığı, Karadeniz alabalığı, şabut, yayın balığı ve karabalık gibi yerel türlerimiz değerlendirilmeli; denizlerde ise orkinos, sarıkuyruk, lahoz, sargos vd. balıkların larva ve porsiyonluk yetiştiriciliği geliştirilmelidir.
· Granyöz balığı yetiştiriciliğinin özellikle dış pazarda ticari potansiyeli bulunmaktadır. Bu konuda Ar-Ge çalışmalarıyapılmalı, özel sektör işletmeleri ortak hareket ederek pazarlama stratejisi geliştirmelidir.
· Yetiştiriciliği yapılan türlerde ülkemiz şartlarına uyumlu hatlar geliştirilmeli, ticari değeri yüksek olan yerel türlerde (Mersin balığı, Karadeniz alabalığı vb.) ıslah ve balıklandırma merkezleri kurulmalıdır.
· Ülkemizdeki yetiştiricilik işletmelerinde hastalık haritası çıkarılmalı ve hastalıkların yayılımının önlenmesi için tedbirler geliştirilmelidir.
· Balık hastalıkları teşhisi için veteriner kontrol enstitülerinin alt yapıları güçlendirilmelidir. Teşhis laboratuarlarının sayısı arttırılmalı, bu konuda çalışan birimlerde metot birlikteliği sağlanmalıdır.
· Hastalıktan ari kuluçkahaneler ile sertifikalı yavru üretimi sağlanmalı, işletmelerde ruhsatsız ilaç kullanımı engellenmelidir.
· HES’lerin yapımında, kum-çakıl ocakları ve dere ıslah çalışmalarının yetiştiricilik işletmelerine etkileri ve sucul ekosistem dikkate alınmalıdır. Bu konularda Bakanlığımız daha etkin olmalıdır.
· İklim değişikliğinin ülkemizde doğal ekosisteme etkisi ile avcılık ve yetiştiricilik üretimine etkileri araştırılmalıdır.
· Su Ürünleri Kanununda ve Yönetmeliğinde su kirliliği denetimleriile ilgili uygulama ve denetlemelerde diğer Bakanlıklar ile eşgüdüm sağlanmalıdır.
· Kamu/Üniversite/Özel Sektör iş birlikteliği yetersizdir. Bu bağlamda, kamu-özel sektör işbirliği sağlanmalıdır. Tüm paydaş ve yürütme erkleri birlikte hareket etmeli ve sürdürülebilirlik ön şartlarının yerine getirilmesine yönelik işbirliğine katılım ve katkıları sağlanmalıdır.
· Balık borsasının kurulması için merkez birliği ile çalışma yapmalı ve bunun için finansman sağlanmalıdır. Hallere faturasız balık girişi önlenmelidir
· Su ürünleri sektöründe markalaşma yoktur. Küçük işletmelerin ortak hareket etmesi için örgütlenmesi şarttır.
· Doğal göller, baraj göllerinde ve diğer su kaynaklarımızda su kullanım önceliklerinde hangi faaliyetin (içme suyu, enerji üretimi, turizm, balıkçılık, tarımsal sulama, vs.) öncelikli olduğu ortak karar mekanizmasıyla belirlenmelidir.
· İç sularda yetiştiricilik üretimi ağırlıklı olarak baraj ve göllerimizde ağ kafes üretimi olarak yapılmaktadır. İlgili kurumlar tarafından göl yönetim planı hazırlanmalıdır.
· Yetiştiricilik alanlarının taşıma kapasiteleri belirlenmelidir. Sürdürülebilir bir üretim temel esas kabul edilerek, çevresel parametrelerin takibi, çevre kirliliği etkileşimi konularında limnolojik çalışmalar ve taşıma kapasitesi ile ilgili araştırmalar öncelikli olarak yapılmalıdır.
· Kıyı bölgelerde ve baraj göllerinde uygun üretim alanları belirlenmeli ve yetiştiricilik üretimi için gerekli tesciller yapılmalıdır.
· Fiyat istikrarının sağlanması için; arz-talep dengesi ve etkin üretim planlanmalıdır.
· Yetiştiricilerin bilgi birikimini arttırmak için, damızlık yönetimi, besleme, balık hastalıkları, balık nakli gibi konularda bir program çerçevesinde eğitimler düzenlenmelidir .
· İhracat olanaklarının geliştirilmesi için işlenmiş üründe olduğu gibi soğutulmuş taze ürün ihracında, pazar şartları oluşana kadar geçici süreyle, navlun desteği verilmelidir
· Yurtdışı Büyükelçiliklerimizde görev yapan Ticaret ve Tarım ataşeliklerinin ve müşavirliklerinin sayısının artırılması ve sektörümüz konusunda çalışma yapmaları sağlanmalıdır
· İhracat izni bulunan işleme tesisleri yeni teknolojiler ile müşteri isteği, iç ve dış pazar talepleri göz önüne alınarak üretimi çeşitlendirmelidir.
· 5200 sayılı yasa, 1380 sayılı yasa ve diğer mevzuatlar yeniden düzenlenmeli bu konuda özel sektör ve diğer paydaş görüşleri alınmalıdır.
· Kurum izinleri aşamasında bürokratik işlemler çok uzundur. ÇED ve benzeri bürokratik işlemler ve mali yükler azaltılmalıdır.
· İş güvenliği, çevre müşavirliği ve benzeri konularda balıkçılık teknolojisi ve su ürünleri mühendislerinin sertifika almaları ve sertifika düzenlemeri sağlanarak işletmelere ek maliyetlerin ve iş yükünün azaltılması sağlanmalıdır.
· AB kırsal kalkınma programları ve fonları (IPARD) su ürünleri yatırım desteklerine yeni bir anlayış getirmelidir.
· Orman içi yapılan kiralamalarda yerinde tüketim için küçük çaplı satış yerleri ve mevcut işletilen restoranlar yasal hale getirilmelidir.
· Balık tüketim alışkanlığının oluşması için yeni uygulamalar geliştirilmelidir. Kültür balığı konusunda toplumda oluşan yanlış imajı engellemek için ulusal strateji geliştirilmelidir. Kültür balığı hakkındaki önyargıları giderecek çalışmalar yapılmalıdır.
· Balık çiftliklerinin çevreyi kirletmediği, diğer sektörlerin faaliyetlerinin balık üretimini ve çevreyi tehdit ettiği konusu, birçok bilimsel araştırmada kanıtlanmıştır. Bu raporlar kamuoyu bilgisine sunulmalı ve medyada işlenmelidir.
· Yeni türlere pazar oluşturmak için sunum, tanıtım faaliyetleri planlanabilir
· Karnivor türlere bağlı kalınması balık unu oranı yüksek yem kullanımını zorunlu kılmaktadır. Omnivor diğer türlerin (sazan vb.) üretimi yaygınlaştırılmalı ve desteklenmelidir. Doğal omnivor türlerimizin adaptasyon ve yetiştiricilik potansiyelleri belirlenmeli, uygun yem geliştirme çalışmaları yapılmalıdır.
· Tatlı sularda mersin balığı, yayın balığı ve karabalık; denizlerde ise orkinos, sarıkuyruk, lahoz ve sargoz türlerinin larva ve porsiyonluk yetiştiriciliği geliştirilmelidir. Mersin balığı üretim istasyonu ve havyar üretim merkezi kurulmalıdır. Granyöz balığı yetiştiricilik potansiyeli ve özel sektör üretimi Ar-Ge işbirliği olanakları ile geliştirilmelidir. Çift kabuklu yumuşakçalar konusunda çalışma yapılmalıdır.
· Su ürünleri yetiştiriciliğinde iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılabilmesi için sertifikalandırma ve mevzuat prosedürleri kolaylaştırıcı yönde yeniden ele alınmalıdır. Deniz balıklarının organik ve iyi tarım uygulaması çerçevesinde üretiminde dalyanlar oldukça önemli avantajlar sağlayabilir, bu alanlarda yapılacak yetiştiricilik modellerine devlet desteği sağlanmalıdır.
· Öncelikle ülkemizdeki işletmelerde hastalık haritası çıkarılmalı ve bu harita doğrultusunda yayılımın önlenmesi için tedbirler geliştirilmelidir. İşletmelerde ruhsatlı ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Teşhis laboratuarlarının sayısı arttırılmalı, bu konuda çalışan birimlerde metot birlikteliği sağlanmalıdır.
· Hastalıktan arî kuluçkahaneler ile sertifikalı yavru üretimi sağlanmalı, anaç yönetimi ile hastalıklara dayanıklı türlerin yetiştirilmesine olanak sağlanabilir..
· Su kirliliği yönetmeliği uygulanabilir ve gerçekçi olarak düzenlenmelidir.
· İşleme teknolojisi geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Elde edilen üretim işlenerek çeşitli ihraç ürünlere dönüştürülerek pazarlanmalı ve katma değeri artırılmalıdır
· İşlenmiş üründe tüketici güveni için markalaşma sağlanmalıdır.
· Sektör çalışanlarının sosyal güvenlik sistemi içerisindeki durumları iyileştirilmelidir. Balıkçılık teknolojisi ve su ürünleri mühendislerinin görev tanımlaması ve istihdam olanakları belirlenmelidir. Sektörde çalışacak kalifiye eleman (teknisyen, dalgıç vb.) ihtiyacını giderecek çalışmalar yapılmalıdır.
· AR-Ge çalışmalarına ağırlık verilmelidir.