Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliğince Antalya Sueno Deluxe Otel Belek’te 14 – 17 Şubat 2024 tarihleri arasında “9. Su Ürünleri Yetiştiriciliği Çalıştayı” yapıldı. Çalıştay’a, 11 ülkeden aralarında yetiştiriciler, üreticiler, akademisyenler, mühendisler, birlik başkanları, Tarım ve Orman il müdürleri ve bakanlık yetkililerinin de yer aldığı 800 kişi katıldı.

Bakan Yardımcısı Gizligider, açılışta yaptığı konuşmada, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın, Amasya’daki programlar nedeniyle çalıştaya katılamadığını söyledi.

Daha çok su ürünleri mühendisine ihtiyaç olduğundan 111 personelin yakında istihdam edileceğini anlatan Gizligider, Türkiye’nin Asya, Afrika ve Avrupa’nın ortasında önemli bir merkez olduğuna dikkati çekti.

Üretimde yeni sürece girdiklerine işaret eden Gizligider, şunları kaydetti:

“Su varsa biz varız, yoksa yokuz. Temele suyu aldığımız, ihracatımızı, ithalatımızı, ihtiyacımızı ve uzun vadede yeni ihtiyaçlarımızı planlayarak üretim planlamasına 2024 itibarıyla geçiyoruz. Bundan sonra kimin, nerede, ne kadar, nasıl ve ne şekilde üretim yapacağına toprağın doğal mirası karar verecek. Devlet de bunun düzenlemesini yapacak. Destekler, teşvikler, yönlendirmeler yer yer yaptırımlar buna yönelik olacak. Sözleşmeli üretim modeline de bu yıl itibarıyla geçiriyoruz. Sözleşme örnekleri yayımlandı. Tam hukuki koruma altına alındığı yeni model şimdiden sadece Türkiye’de değil, yakın coğrafyada da ciddi yansıma buldu.”

Gizligider, sürdürülebilirliğin her sektör için kritik öneme sahip olduğunu belirterek, su ürünlerinde de üretim planlamasına ihtiyaç olduğuna değindi.

Türkiye’nin, levrek üretiminde dünyada birinci, alabalıkta ise dünyada ikinci, Avrupa’da da birinci olduğuna dikkati çeken Gizligider, Türk somonunda da ciddi başarı sağlandığını aktardı.

Gizligider, 2002’de 97 milyon dolar olan su ürünleri ihracatının 2023’te 1,7 milyar doları aştığını vurgulayarak, “Türk somonu ve balık çeşitlerimiz dünyada aranır ürünler oldu. Yaklaşık 100 ülkeye balık ihracatımız var. Japonya’dan tutun ABD’ye, Rusya’ya, Çin’e, Güney Kore’ye, Orta Doğu ve Balkanlar’ın tamamına ihracatımız söz konusu. Yetiştirdiğimiz balığın üçte ikisini ihraç ediyoruz. Çok daha fazla ihraç edebiliriz. Balık tüketiminde de üç katına ulaşmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Antalya’daki su baskınlarına değinen Gizligider, “İklim değişiyor, Antalya’da bunu gördük. Artık bir yılda yağması gereken yağmur, bir, iki günde yağıyor, afet boyutuna geçen yeni dünya düzenine karşı yeni tedbirler almamız gerekiyor. Sadece tarım ve ormancılık sektörüyle değil, aynı zamanda yeni şehircilik sistemine geçmemiz gerekiyor. Artık sünger şehirleri net şekilde konuşmamız, bu sürece geçmekle ilgili altyapı yatırımları gerekiyor. Bu alanda önemli hazırlıklarımızı yaptık. Yakında müjdesi paylaşılacaktır.” diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay da sektörün her yıl büyüdüğünü, 2030’da ihracat hedeflerinin 5 milyar dolar olacağını ifade etti.

Antalya Tarım ve Orman İl Müdürü Şakir Fırat Erkal ise su ürünleri sektörünün önemli girdi sağladığını bildirdi.

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Coşkun, doğayla çevreyi koruyarak kaliteli mal satmanın önemli olduğunu hatırlatarak, küresel iklim değişikliğinden sektörün etkilenmemesi için kapalı devre sistemler kurmak gerektiğini söyledi.

İki gün boyunca süren oturumların ilk gününde;

 FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık su ürünleri sektörünün sürdürülebilir gelişiminde FAO – Türkiye işbirliği hakkında konuşma gerçekleştirmiştir.

Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nden Yetiştiricilik Daire Başkanı Tanju Özdemirden su ürünleri yetiştiriciliğinin mevcut durumu ve gelecek projeksiyonundan; İstatistik ve Bilgi Sistemleri Daire Başkanı Hüseyin Akbaş su ürünleri yetiştiriciliğinde karbon ayak izinden; Kaynak Yönetimi ve Balıkçılık Yapıları Daire Başkanı Mahir Kanyılmaz su ürünleri yetiştiriciliğinde balıkçı barınaklarının kullanımı konularında sunumlarını gerçekleştirip sektörü bilgilendirmişlerdir.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın farklı Genel Müdürlüklerinden de katılım sağlanmış olup, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Karantina Daire Başkanlığı’ndan Arif Özkan su ürünleri hastalıklarıyla mücadeleden bahsetmiş, yine aynı Genel Müdürlüğün Yem Daire Başkanlığı’ndan Kubilay Akalın balık yemlerindeki mevcut durumdan söz etmiştir.

Üniversitelerimizin ilgili fakültelerinden akademisyenler dünya balık yem endüstrisi (2030 vizyonu), anaçtan hasata balık refahı konularında sunumlar gerçekleştirip, bilimsel çalışmalarını sektörle paylaşmışlardır.

Çalıştayın ikinci gününün ilk oturumunda Türk somonu konusu irdelenmiş olup hem sektörü ilerletecek sunum gerçekleştirilmiş hem de Türk somonu besin değeri ile ilgili yapılmış olan bilimsel çalışmalar sektörle paylaşılmıştır.

Yine aynı tartışma bölümünde Türk somonu üretimi, planlaması ve pazarlaması ile ilgili birçok Türk somonu üreticisinin görüşlerine yer verilmiştir.

Bir diğer oturumda su ürünleri yetiştiriciliğinde probiyotik bakterilerin kullanımı ve balık sağlığı üzerine etkili konuşulurken ülkemiz için yükselen değer olan midye yetiştiriciliği ile ilgili sunumlar gerçekleştirilmiştir. Son olarak Türkiye’de önemli bir ihracat payına sahip olan sektörümüzün ihracattaki payı ile ilgili bilgilendirme sunumu gerçekleştirilmiştir.

Yıllardır süre gelen çalıştayımızın panel ve değerlendirme bölümünde aşağıda belirtilmiş konu başlıkları ile ilgili bilgilendirme ve görüş alış verişi yapılmıştır:

  • Yetiştiricilik sektöründe üretim planlaması detayları Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürümüzce anlatılmış olup Bakanlığımızın bu konudaki çalışmaları sektör tarafından ilgiyle karşılanmış ve yapılmasının önemli olduğu sektör tarafından vurgulanmıştır.
  • Balık hastalıklarına karşı mücadelenin önemli olduğu sektör tarafından yapılan konuşmalarca anlaşılmış olup bakanlığımızın bu konuda yapacağı tüm çalışmalarda sektörümüzün destek vereceği belirtilmiştir.
  • Sektörümüz üretimde yakaladığı başarıyı yeni pazarlar bularak taçlandırmak istediğini belirtmiştir. Bu konuda Bakanlığımızın da destekleriyle yapılacak çalışmalar ilgiyle beklenmektedir.
  • Su ürünleri yetiştiriciliği desteklemelerinin herkesin hesaplarına çalıştayın bitimine denk gelerek yatırılması üreticiler arasında sevinç yaratmıştır.

Çalıştayımıza katılan tüm misafirlerimize teşekkür eder, çalıştay sonuçlarının sektörümüze hayırlı olmasını dileriz.